Mümin Allah Rızası için Yapılacak İşleri Ertelemez
"Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim kötülük yaparsa,artık o da kendi aleyhinedir. Sonra siz Rabbinize döndürüleceksiniz." (Casiye Suresi, 15)
Bu mektub, yine, Molla Muhammed Sıddîk’a yazılmışdır: “İşleri sonraya bırakmanın ve maksada kavuşmak için çalışmayı geciktirmenin zararlı olduğu bildirilmekdedir.” (İmam Rabbani, Mektubat 136. Mektub)
Molla Muhammed Sıddîk’a yazılan bu mektupta değerli İslam alimi İmam Rabbani, salih amellerin ertelenmeden bir an önce yapılması gerektiğini, aksi takdirde kişiye kayıp ve zarar geleceğini aktarmıştır.
İnsanın nefsinde yapmak istediklerini, içinden geçenleri daha sonraki bir zamana bırakma eğilimi vardır. Genellikle bu yapıya sahip bir insan, yapacağı bir işi; tembellik, üşenme, aciliyetini anlamama gibi pek çok sebepten ötürü ileri bir tarihe ya da son ana kadar ertelemeye çalışır.
“Birazdan yaparım” düşüncesi belki de pek çok insanın içinden geçirdiği düşüncelerden biridir. Günlük hayatta yapılan ertelemeler, insanların zararını göze alabilecekleri türden ertelemeler olabilir. Ancak şeytanın telkini ile pek çok insanın ertelemeye çalıştığı “Allah'ın emri olan Kuran ahlakını yaşamak”, telafisi ve geri dönülüp düzeltilmesi mümkün olmayan bir ertelemedir.
Kaderinde belirlenen süre kadar yaşayacak bir insanın, bu süreyi uzatması veya yavaşlatması da olanaksızdır. Şeytanın bir taktiği olan erteleme mantığı, onun insanlara oynadığı en sinsi oyunlardan biridir. Şeytan hep ertelemeyi, hayırlı ve güzel işleri sonraya bıraktırmayı ister. Halbuki bu “Ertelemek ancak inkarda artıştır...” (Tevbe Suresi, 37) ayetiyle bildirildiği üzere büyük bir gaflettir ve bu önemli sorumluluğu görmezden gelmek veya geciktirmek, kişiyi sorumluluktan muaf tutmaz.
İnsanların birçoğu "bunu yarın yaparım" derken, yarın yaşayacağından ve her şeyin kendi planladığı gibi gideceğinden emin olarak hareket eder. Ancak burada içine düşülen büyük yanılgı, "yarın" kendisi için nelerin yazılı olduğunu bilmediği halde, kişinin bu planı kesin bir eminlik içinde yapabilmesidir. Yüce Allah, Kuran'da buna karşı insanları şöyle uyarır:
“Hiçbir şey hakkında: "Ben bunu yarın mutlaka yapacağım" deme. Ancak: "Allah dilerse" (inşaAllah yapacağım de)...” (Kehf Suresi, 23-24)
İnsanın hiçbir zaman aklından çıkarmaması ve hayatının her anını buna göre değerlendirmesi gereken bir gerçek vardır: İnsan kendi ellerinin önden takdim ettiği ile karşılık görür. Dünyasını ve ahiretini kazanmak için çaba göstermekle sorumludur. Gayret edip irade göstererek Allah'ın izniyle cenneti kazanabilecekken, anlık tembellikler ve ertelemeler yüzünden dünyasını da sonsuz ahiret hayatını da kaybedebileceğini unutmamalıdır. Hayır getirecek bir işin ertelenmesi kişiye umulmadık kayıplar getirebilir. Ertelemekten vazgeçen kişi ise Allah’ın izniyle çok kısa sürede olgunlaşmış, imanında derinlik elde etmiş, seri bir şekilde işleri halledebilme kapasitesine ulaşmış olduğunu görür.
Her insan yaşadığı her günü, üzerine yazılacak yeni bir sayfa gibi kabul etmeli ve bu sayfanın üzerine gücü yettiğince çok salih amel eklemeye çalışmalıdır. İnsanın günün sonunda, tüm gününün Allah için pek çok hayırla dolu olduğunu görmesi, vicdanını rahat ettirecek vesilelerdendir. Ertelemeden, zamanında yapılan bir ibadet, geciktirmeden yerine getirilen bir güzel ahlak özelliği, Müslüman için kazançtır. Ayrıca müminin Yüce Rabbimiz'e olan teslimiyetini, sevgisini, inancını, imanını göstermesi için birer lütuftur.
--
