Avrupa toplumları içinde İslam'ı seçerek din değiştirenlerin gittikçe çoğalmasını ilgi ile takip eden kurumlardan biri, merkezi Vatikan'da bulunan Katolik Kilisesi'dir. 1999 yılının Ekim ayında yapılan Avrupa Katolik Kiliseler Toplantısı'nın ana gündem maddesi yeni milenyumda kilisenin hangi pozisyonda olacağını değerlendirmekti. Toplantıya katılan hemen hemen tüm din adamlarının asıl olarak üzerinde durdukları konu ise İslam'ın Avrupa'daki hızlı yükselişi oldu. Toplantıda yapılan konuşmaları sayfalarına taşıyan National Catholic Reporter dergisinin verdiği habere göre, bazı radikal kişiler, Müslümanların Avrupa'da güçlenmesini engellemenin tek yolunun İslamiyet'e ve Müslümanlara karşı hoşgörüden vazgeçmek olduğunu belirtirken, daha objektif ve tutarlı olan kişiler de her iki dinin de mensuplarının aynı Allah'a iman ettiklerinin dolayısıyla bu iki din arasında herhangi bir çatışma veya mücadelenin söz konusu olamayacağının altını çizmişlerdir. Öyle ki toplantının Almanca olarak yapılan bir oturumunda, Almanya Kardinali Karl Lehmann, "İslam'da, pek çok Hıristiyan�n tahmin ettiğinden çok daha fazla çoğulculuk vardır" diyerek, radikallerin İslam ile ilgili öne sürdükleri iddialarında doğruluk payı olmadığını söylemiştir.
Kilisenin yeni milenyumdaki yeri belirlenirken Müslümanların hangi konumda olacağının dikkate alınması, aslında çok yerinde bir değerlendirmedir. Çünkü Birleşmiş Milletler'in 1999 yılında yaptırdığı bir araştırma, Avrupa'da Müslüman nüfusun 1989 ile 1998 arasında %100'den daha büyük bir hızla arttığını göstermektedir. Bugün Avrupa'da, 3.2 milyonu Almanya'da, 2 milyonu İngiltere'de, 4-5 milyonu Fransa'da, diğerleri de başta Balkanlar olmak üzere Avrupa geneline yayılmış yaklaşık 13 milyon Müslüman yaşadığı bildirilmektedir. Ve bu rakam Avrupa nüfusunun %2'sinden fazlasını oluşturmaktadır.
